10.07.2021
Tim Burton, sinemanın modern masallarının yönetmeni. İnsana ait meseleleri filmlerinde; biçimsel olarak yarattığı masalsı, fantastik bir evrene taşıyarak anlatır. Genelde filmlerinin müzikal bir arka planı olması da günümüz seyircisini hem fantastik görsellik hem de müzik ile seyirciyi sıkmadan, ilgisini çekmeyi başarabiliyor. Yine de bunlar sadece bir araç olarak kalıyor çünkü esas olarak her filminde bir derdi olan ve onu anlatmaya çalışan birisi Tim Burton.
Burton’ın 2005 yapımı “Charlie’nin Çikolata Fabrikası” filmi de tarzının klasik özelliklerini yansıtmakta. Willy Wonka, dünyanın en iyi çikolatalarını yapan ve gerek rakiplerinin ona karşı yaptıkları fikir hırsızlıkları, gerek ilerleyen sahnelerde anlatılan babasının onun iyiliği için de olsa ona soğuk ve kötü davranması neticesinde içine kapanan, zaafları da olan bir modern toplum insan-tanrı modelidir. Antik Yunan misali!
Zeus hiç yaşamadı ancak insan zihinsel gelişiminin bir ürünü ve insan bilinçaltının bir yansıması olarak varoldu. Doğayı anlama adına insan tarafından yaratıldı. Willy Wonka da uzun münzevi hayatı ve insanlara sadece ürettiği mükemmel çikolatalarla kurduğu temas sayesinde insanlar için bir Antik Yunan tanrısı gibidir. Ürünü ile kendisinden söz ettirir ama kendisi tam bir gizemdir. Masallar başta çocuklar olmak üzere dersler çıkarılsın diye vardır. Burton’ın bu masalı da açgözlülük, hırs, şımarıklık, teknoloji bağımlılığı gibi kötü özelliklerin çocuklara anlatılması ve ideal olan Charlie gibi sakin, akıllı, ailesine değer veren çocuk olunmasını salık veren bir anlatımı var.
Güçlü insan-tanrı Willy Wonka ne kadar güçlü ve başarılı olursa olsun en büyük zaafı olarak aile bağının zayıflığı vurgulanmakta, eleştirilmekte ve modern dünyanın başarılı birey modellerini aile üzerinden, toplumsal bir bağa yönlenmesi gerektiği idealize edilmekte. Bu modern ile geleneksel olanın birleşmesinin idealize edilmesini animasyon filmlerinin ustası, Japon, Hayao Miyazaki’de de görürüz. Kapitalizm aşamasını yaşayan toplumlarda, kapitalizmin çıkmazlarına karşı gelenek ile uzlaşıyı bir çözüm olarak sunan bir bakış açısı. Bana göre beyhude ve romantik bir arayış. Kapitalist modern dünyanın yarattığı acıları yapısal olarak çözemeyen, semptomlarını tedavi etmeye çalışan bir yönelim. Ki bu revizyonist düzenleme arayışı asıl sorunu çözmekten çok en nihayetinde kabullenmeye ve doğallaştırmaya, kabullenilmesine neden olur. Kısa vadeli, günü kurtaran, geçici rahatlama sağlayan önerilerdir bunlar.
Filmde beş farklı çocuk üzerinden modern toplum analiz edilirken, bu çocukların hiçbiri az gelişmiş/gelişmemiş toplumlardan değildir. Yani bu masal esas rolleri itibariyle bizim gibi ülkeleri kapsam dışında bırakmaktadır. Antik Yunan demokrasisinin köleler için geçerli olmaması misali bir durum. Yalnız yine de bizim gibi ülkelerde yan rollerde olsa da filmde yer alır. Evet filmin dekoru mahiyetinde olan, fabrikanın çalışanları olan cüce insanlar Umpa Lumpalar bizleriz yani dünyanın nüfus olarak çoğunluğunu oluşturan ancak sadece dekoratif bir malzeme olan insanlığın büyük kısmı! Filmde emirlere itaat eden, şarkı söyleyen, çalışan hakları olmayan ve uyumları dolayısıyla da şirin görünen Umpa Lumpalar.
İki arada bir derede kalan Ukrayna halkı da Willy Wonka misali bir dönem yaşadı. Üstelik masalsı bir film olarak değil, kanlı canlı bir gerçek olarak. 2014-2019 yılları arasında Ukrayna’yı yöneten Pedro Poroşenko, aslında çikolata fabrikası olan bir iş insanıydı. Kabinesine aldığı bakanlar da alanlarında özel şirketleri olan insanlardı. Zaten Rusya ile Avrupa arasında etkinlik paylaşımı kavgasının ortasında kalmış, yaralı bir ülkeydi Ukrayna. Tam bu zayıf anında: Halkın kafasının karışık olduğu, örgütlü toplumsal bir yapının olmadığı, geçiş dönemi yaşayan, kaotik bir ülkenin başına gelecek en tehlikeli şey, iş insanları tarafından yönetilmek daha doğrusu yağmalanmaya açık olmak olsa gerek. Ki öyle de oldu. Belirsizlik, istikrarsızlık kapitalist vurgun için en ideal dönemlerdir. Üstelik kuzuyu kurda teslim eden bir anlayış duruma tüy dikti. Başarısızlıklar, ortama, Ruslara vs bağlansa da yolsuzluk somut bir gerçekti. Ülkenin gerçek sahipleri, bir tür umpa lumpaları olan halk 2002 seçimlerinde Cem Uzan’a yüzde 7.5 oy veren halkımız misali, bir komedyen olan Zelinsky’i seçti. Çünkü zamanında hırsızlara bile kabineyi emanet ettik daha kötüsü olamaz diye düşünmüş olmalılar! Kurtların yasal kuzu yeme merasimleri sonrası garip bir umpa lumpa savrulması örneğidir Ukrayna.
Mafya liderinin açıklamları, 140 Journs’un ‘Veba’ belgeseli, kendi şirketinden devlete dezenfektan alanlar, turizm şirketi sahibi bakan ya da özel okul, özel hastane zinciri sahibi bakanlar hakkındaki iddiaları düşününce Türkiye’nin Umpa Lumpaları olarak insan hüzünleniyor.