10.06.2025
Sevdiğim bir abimle Yeşilay’ın parktaki kafesinde oturuyoruz, çay alıp yürüyeceğiz. Beklerken bir dergi gördüm, sayfalarını karıştırırken adı bilinen bir psikiyatri profesörünün röportajına rastladım. Özgeçmişini de koymuş ve 45 yıl önce Anadolu’daki bir üniversiteden mezun olduğunu belirtirken parantez içinde ama o zaman o fakülte eğitimini Hacettepe’de sürdürüyordu diye yazmış. Ne kadar zavallıca bir davranış diye düşünürken ihtisası nerede yaptığını da belirtmediğini şaşkınlıkla gördüm. Yahu sen psikiyatr olarak varlığını inşa ediyorsun, bitirdiğin fakülte ne alaka! Anadolu’daki fakülteden mezun olsan ne olacak psikiyatr olman üzerinde ne tür bir etkisi varki bu bilginin. İnsan neden bu tür anlama katkısı olmayan bir ayrıntıyı vurgular ki? Çünkü bizim ülkenin çoğunluğunu oluşturan Anadolu’dan gelen insanlar da kendi değerlerini bilmediği için ciddi bir özgüven sorunu var. Üzerinden 45 yıl geçse de bu örnekte olduğu gibi ruhuna işleyen bir eziklik söz konusu.
Bir başka örnek Atatürkçülüğü sembollere indirgeyen ve hem kişisel hem de mesleki profesyonel sosyal medya hesabı olan bir profesör, profesyonel hesabından gittiği opera hakkında hemen çıkışta paylaşım yapıyor, ömründe operaya gitmemiş ve gitmeyecekte, muhafazakar başka bir profesör bunu beğeniyor ve adam da bu zavallıyı eşdeğer olmalarına rağmen takip etmeye bile tenezzül etmiyor. Bir umuttur yaşamak diyen mafya liderinin bir dönem muhalifliği devraldığı ülkede, üniversite profesörü zavallı da garip bir mazoşizm içeren ve muhatap alınmak için sürekli likeları ile eziklere layık bir umutla tırmalıyor.
Orospu nedir? Klasik ataerkil tanımı iki insan arasında olsa da tüm suçu bir tür kurban olmasına rağmen kadına yükleyen sadece vajina-penis düzlemini esas alan bir tanımdır. Ben bu tanımı kabul etmem çünkü fişleyici ve dar bir tanımdır. Kaldı ki seks açısından bile baksak bahsi geçen seks organları bir tür faildir, tetikleyici, uygulayıcıdır. En büyük seks organı olan beyini de katarak orospuluk yeniden tanımlanmalı. Hem bu kadını aşağılayan bakıştan öte bir hakkaniyeti de içerir. Üstelik birey olamamış yığınlarla dolu toplumlarda, yığın ahlakının baskısı ile eski anlamındaki orospu kavramını tüm kötülüklerin odağı yapıp onu da fişleyerek, dar bir alana hapsederek, o yığın ahlakının sözde yücelerinin kendini sürekli ahlaklı, erdemli sanmalarının da önüne geçer.
Yıkmak cüret ister ve yerine bir şey koymayı da zorunlu kılar. Peki nedir orospuluk? En basit tanımı ile dıştan gelen değerleri yeniden değerlendirip kendi içinden gelen, içeselleştirilmiş bir değer yargısına sahip olmamadır. Sembollerle, özünü bilmediği için özüne aykırı aidiyetlerle varlık inşa ettiğine inan insanlarda görülme ihtimali yüksek olan bir tanımdır. Öyle psikoloji biliminin düşmanı zavallıların yaptığı gibi fişleme içeren bir kişilik tanımı ya da damgalama değildir. Bu toprakların kültürünün parçası olan İslam’ın muazzam bir bakış açısı vardır. İnsan son nefesine kadar ne olacağı belli olmaz. İnançlı da inançsız da ölebilir! Dogmatik kökenli bir özden dinamik bakış açısı, muazzam! Maalesef bu bakış açısı insan evriminin en üst ütopyası olan sosyalizmi savunduğunu iddia edenlerde ya da yapısı her varolan kabulün değişebileceği esasına dayanan bilimsel bakışa sahip olduğunu iddia edenlerde bile nadiren var. Çoğunluğu zaten atıyorum X’te değil de Y’de doğduğundan o sembolleri taşıdığı için kendini öyle sanıyor ama sanmak ayrı olmak ayrı.
İşte Anadolu’dan gelen (çoğumuz gibi) ve kendince aydınlanmak için sürekli okuyan, gözlemleyen ve en önemlisi her zaman samimiyetinden asla şüphe edilemeyecek olan bu vatanın harbi entelektüelleri var. Hapislerde sürünen Nazım Hikmet, Kemal Tahir gibi Attila İlhan, Aziz Nesin hatta Yalçın Küçük, İsmet Özel gibi. Hepsinin ortak özelliği kendi inandıklarını sözleri var.. Katılırız, katılmayız. Zaten bu tip entelektüelin değeri sözünü esirgememesi değil midir? Hiçbiri de layıkıyla eleştirilmemiştir çünkü kitle bir tarikat müridi misali çoraklaştırılmış, çocuksulaştırılmış konumda. Ebeveyn ya da ikamesi olan şeyh, profesör vs arıyor. Kötü paranın iyi parayı kovması misali artık sarsan, düşündüren, eleştiren entelektüel yok. Yerine çocuksulaştıran bir narsist hapishanede mahkum olan ancak kendini de ‘en doya doya hayatı yaşadığını sanan’ ve hayatın özü olan sorgulama, değişimin olmadığı bir gerçek dışı-hayal dünyasında hayatındaki her şeyin sorumlusu başkası olduğu fikrine inandırılan, teselli bulan kitleler ve bu yığına layık hayat acemileri için yaşam rehberi sunan bir tür ruh istismarcısı zavallıların mağdurları var!
Ahlak kavramını zaten mağdur olan kadını aşağılayan şekliyle kullananlar misali gerçek faşistlere laf edemeyenler, kalkıp da para için onurunu saymayan insanlara bir zahmet dil uzatmasın ya. Gitsinler ekmeğinin peşindeki taptıkları putlardan şefaat umsunlar. Modern dünya ezik egolar için binlerce mastürbasyon aracı var sonuçta. Fikirlerini gerekçeleri ile eleştirmeye cüret edenlere saygımız sonsuz tabi.
Nihayetinde para için ruhunu satmayan, hiçbir sembole tapınmayan doğru yanlış tüm samimiyeti ile kendince iyi niyeti ile kendisi olarak fikir beyan eden gerçek insan ve entelektüel olan herkese selam olsun.
Ve bu tanımı en çok hakkeden bu toprakların onuru olan abim, büyüğüm, üstadım Nihat Genç’e de şifalar diliyorum.