02.04.2025
Paralel evrende Medlufa adlı bir uygarlığa ait bazı kalıntılara dayanarak bir hikaye anlatalım izninizle bu hafta. Bu uygarlığın adı Elitler uygarlığıymış. Uygarlık bildiğimiz anlamda kâğıt üzerinde demokratik bir yapıdaymış. Önceki yönetim şekli ise krallıkmış. Kurucuları krallığı değiştirip cumhuriyete geçmişler ancak dünyadaki değişimin etkisi ve uygarlığın ilk dönemindeki yeni rejimi kökleştirecek ve halkla bütünleştirecek altyapıyı ve kurumları oluşturacak vizyon sonraki liderlerde ve kadrolarda yokmuş. Dünya da 2 kutuplu bir haldeymiş ve Elitler uygarlığı büyük emperyal paylaşım savaşı sonrası kapitalist kesimin etkisinde ancak bu etki onu kapitalistleştirmeden ziyade sadece o blokta kalmasını sağlayan bir etki yapmış. Elitler uygarlığı gerçek anlamda asla kapitalist olma yoluna girememiş. Kapitalistleşmeden kasıt, sanayi alanında gelişme ve üreten şirketlerin olması. Kapitalistleşmese de kâğıt üzerinde kapitalist bloğun kontrolünde kalmış olmasından olsa gerek diğer sosyalist bloğa kayma riskin oluştuğunda her daim bir askeri müdahale ile bu risk bertaraf edilmiş. Gerçek anlamda kapitalistleşmek isteyen ilk demokrasi dönemi lideri örneğin ilericilik adı altında bir darbe ile idam edilmiş. Oysa o kapitalist bloktan alamadığı sanayileşme için desteği sosyalist bloktan istediği için cezalandırılmıştı kapitalist sistem tarafından. Demokrasi çağı ile birlikte Elitler uygarlığı darbe sopası dönemine de girmişti. Bu esas patronu yani kapitalist sistemi unutan, üstelik o sistemin öz evladının kafasına ilk inmişti. Sistem Elitler uygarlığına gerçek anlamda kapitalist olmayı değil onların kontrolünde ve izin verdikleri ölçüde tüketici ve kapitalistimsi olmayı uygun görüyordu. Bu sopa ve gerçek anlamda üretim ilişkilerinin oluşmadığı uygarlıkta demokrasi de ‘demokratimsi’ olarak kalacaktı. 10 yıllar sonra sosyalist blok bir sabah yok oldu. Artık eskinin solcumsularına ‘küfreden’ ve ‘Tarihin sonu’ diye kapitalist modelin ebedi olacağı iddiasındaki yazarları demokratimsi ülkede konuk edecek sol belediye başkanları gibi ‘ucubik’ kavramlardan habersiz insanlarla dolu olmaya başladı Elitler uygarlığı. Diğer taraftan yeni bir dünya oluşsa da Elitler uygarlığı üretim modelleri üzerinden değil etnik, dini, mezhepsel, giyim tarzı, gibi çok eskinin kavramları üzerinden düşünmeye devam ediyordu. Tarihin sonu gelmemişti 10 yıllar sonra iddia edildiği gibi ancak o zamanki dünya bu kez Doğuda yükselen sosyalist isimli kapitalist bir otokratik devletin umulmadık şekilde bilim ve sanayi de ilerlemesinin de etkisi ile yeni bir paylaşım savaşının ortasında kalmıştı. Tablo büyük emperyal bölüşüm savaşı öncesindeki gibiydi.
Teknoloji, birey üzerinde sistem kontrolünün aşırı arttığı bu dünyada Elitler uygarlığının da yeni sisteme uyumlanma öncesi koalisyonlar ve kaos oldu. Sonrasında her gün güneşi gören bu uygarlığın insanları, ekranlarda da bir lideri sürekli görmeye başladılar. Bu lider ilk önce demokrasimsi çağı ile birlikte sistemin kontrol aracı olarak paket halinde gelen darbe sopasını askeri yapının elinden aldı. Aldı derken artık sistem için atıl kaldığı için almasına izin verildi yoksa demokrasimsi yapıda bir değişiklik olmadı. Uygarlık yine gerçek kapitalist devletler gibi sanayileşmedi. Dolayısıyla gerçek demokrasinin olmazsa olmazı kurumlarda yine oluşmadı. Bu lider ilk iktidara geldiğinde 11-11 oynan bir futbol maçıyken demokrasimsi yapı 10 yıllar sonra 18-4 oynanan bir maça dönüştü. Artık muhalefet kavramı tadımlık, şekil olarak korunan bir yapıydı. İyi de bunu nasıl göremediler der gibisiniz kalıntılarda bununla ilgili ‘her sabah güneşi görmeleri misali aynı lideri görünce bir şey değişmiyor sandılar’ gibi bir ifade var. Bir başka kalıntıda ise uygarlığın adının bütünü ifade etmesine rağmen bunların sadece kendilerini ifade ettiğini ve kapitalist sistemin sopası olan darbelerin kullandığı kurucu değerlerin sembollere kanmış olabileceklerini, bu sopanın her zaman için kendilerini koruyacağını düşündüklerini, bunun da onları tembelleştirdiğini, liderin sürekli kazanması karşısında yenilgiye rağmen aynı isimlerle devam etmelerinin de bu rehavetin kanıtı olduğunu hatta hayatı bir çizgi film gibi kaybetsek de 5000 metreden düşen Tom’un gelecek bölümde Jerry’i takip etmesi misali devam edeceğini düşünecek bir ‘çocuksu saflıkta’ okuduklarına dair ifadeler var.
Örneğin muhalefetin seçtiği bir başkan makam odasına oturmuş ve odada eski başkana ait bir b.k görmüş. O da bunu temizlikçiye söylemiş. Hatta o eski başkana ait liderin adamlarından birinin o odaya parsel parsel S.çtılar sözüne rağmen icraatçi bir başkan olarak çorba dağıtmış, konser verdirmiş, Allah’ı var başka güzel şeyler de yapmış ancak her geri geldiğinde tüm yazışmalarına rağmen eski başkanın b.ku orada duruyormuş. Geniş halk kitlesine ulaşamayan gazeteciler bu durum hakkında kitaplar yazmış, haberler yapmış ama nafile b.k aynı yerde kalmış. Siyaseti bir ilgili makama bildirmeye indirgeyen ve bu b.kun hesabını da, temizlenmesini de sağlamayan başkan da lanet olsun diyerek bu b.ku benimsemiş. Sonuçta o da haklı bildirdi mi bildirdi temizlik şirketi bir şey yapmıyorsa başkanın suçu ne? Bu b.kun temizlenmemesi karşısında geniş halk kitlelerini harekete geçirmeyi düşünmemiş olabilir.
İlerleyen zamanda başka bir başkan bir yerde toplantıya katılır. Elinde garip bir alet olan birileri bunu gözetler. Başkan anlam veremez duruma ve sabah şafak vakti evinden alınır. Ne yaptım diye sorar? Yetkili elinde dün anlam veremediği termal kamera kayıtlarını çıkarır ve os.rmuşsunuz der. Başkan da iyi de parsel parsel s.çanlara bir şey yapılmıyor der. Yetkili onlar ile ilgili inceleme de sürüyor sonuçta sizin göreviniz sadece bildirmek ve bununla yetinmek değil mi der?
Sonrası için kalıntıları çözümlemeye devam ediyoruz bu ilginç uygarlık ile ilgili bilgiler için takipte kalın!