26.11.2024
Mayıs ayında devletten emekli bir öğretmenimiz hiçbir maddi sıkıntısı olmadığı halde mesleğine olan bağlılığı nedeniyle özel bir okulda müdürlük yaparken, muhacirun zengin bir vatandaşımızın yanlış anlaması nedeniyle katledilmişti. Tiktok ve bilimum sosyal medyaya yani çağın kutsal mecralarına uygun bir eğitim sistemimiz var. Bunu öğretmenleri ile çeşitli muzip, tatlı şakalar yapan muazzam öğrenci videoları ile görüyoruz. Eğitim sezonu açılırken pireyi deve yapan iftiracı sözüm ona muhalif basının okullarda temizlik personeli, malzemesi vs sıkıntısı olduğu iddialarını da gördük. Ama elbette bizler bunların ‘eski Türkiye artıkları’ tarafından çıkarıldığını çok iyi biliyoruz. Hepsi yalan. Peki gerçek sorunlarımız yok mu? Elbette aynı iktidar döneminde de olsa eğitim konusunda pek çok sistem değişikliği yapılıyor niye? Çünkü esas mesele hakkında hakkını yemeyelim diğer bakanlarımız da muazzam işler yapsa da hiçbiri şimdiki bakanımız sayın Yusuf Tekin kadar net olamadı.
Sayın bakan dünyaca bilinen saygın bir akademisyen ve eski bir rektör. Tüm bu arka planın da etkisi ile soruna en doğru teşhisi koydu. Dedi ki ‘1940’lı yılları hatırlayın (salonda o yıllarda yaşayan kimse yok ama hepsi hatırladı) camilerin kapısında kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kuranı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Sizin laiklikten anladığınız bu. Ben bütün vatandaşlarımın hangi dine inanırsa inansın dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisine alınmasını anlıyorum. Ben evrensel laiklikten yanayım, sen Türkiye’ye özgü kendi icat ettiğin bir laiklik kavramını bana dayatıyorsun, bu olmaz’
Sayın 40 bin yıllık devlet aklının bilge başbuğu Devlet Bahçeli’nin mecliste Özgür Özel’e ‘Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor, birbirimizi kırmıyoruz inşallah’ demesi misali Olimpos’ta kendi aralarında tanrıca dilinde konuşan tanrıları sıradan insan nasıl anlayabilir ki? Az sonra örneğin tanrıca dilinden anlamayan bir fani olarak sayın bakanın söylediklerinin batini derinliğini bilmeden zahiri kısmı ile anlatacağım ve gelmiş geçmiş en laik bakanımızın derinliğine haksızlık edeceğim muhtemelen ama biz zavallı cumhuriyet insanları sadece insan dili biliyoruz!
Penny Lane; ABD’li bir belgesel sinemacı kadın. ‘Hail Satan?’ Adında 2019 yapımı bir filmi var. Filmde sayın bakanın eleştirdiği tipolojide bir vali okullarda Hristiyan öğretisinin gereği olarak dua edilmesini yasalaştırmaya çalışıyor. ABD’ye özgü bir laiklik dayatan bu valiye karşı sayın bakan misali ‘evrensel laikliği’ savunan birkaç yiğit ortaya çıkıyor. İtiraz ediyorlar ama ceberrut yerel/köylü laikperestler bu evrensellikten ne anlarlar? Elbette hiç! Sonra işin dozu artıyor ve 10 emir anıtını dayatma ile meclis binasının önüne dikmeye karar veriyor ABD usulü laikperest vali! İş burada kopuyor. Sayın bakanımız misali evrensel laikliği savunan özgürlükçü gençler de ‘Şeytan tapınağı’ adında bir din kuruyorlar ve sayın bakanın dediği gibi ‘Ben bütün vatandaşlarımın hangi dine inanırsa inansın dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisine alınmasını anlıyorum’ diyerek devlet garantisi istiyorlar ve sembolleri olan ‘Baphomet’ heykelinin bu anıtın yanına dikilmesini talep ediyorlar. Baphomet de şeytanın keçi şeklinde tasvir edildiği bir heykel bu arada.
Belgeselde 50’li yıllarda anti-komünist Mccarthycilik ile birlikte Hristiyanlığın öne çıkarıldığı, ‘On Emir’ filminden sonra bu anıtların filmin yapımcı şirketi tarafından pek çok eyalete bir tür reklam amacıyla gönderildiği vs anlatılıyor. Bazı evrensel olmayan dayatmacı filozoflar toplumsal psikolojide toplumların maddi olarak gerilediği zamanlarda iktidarların dinin kendisine değil ancak sembollerine sarıldıklarını ve bu sembolleri ön plana çıkardıklarını iddia ediyorlar. Biz de her şeyin evrenseli olduğu için bu yerel/ezik/köylü filozoflara itibar edilmez. Psikolojide yansıtma diye bir terim var ama ne önemi var. Camileri ahır yapan ceberrut zihniyetten Kısmetse olur: Aşkın gücü gibi bir aile yapısının temeli olan evlilik kurumuna yorum getiren bir programı da iktidarın destekçisi yerli-milli işadamı ve de medya patronun kanalında görmüştük. Orda iki kadının kavgasında bir tespit vardı. Biri diğerine ‘kırsal’ demişti. Sayın bakan bence bu tabiri kullanmalı daha şık durur sanki.
Bir de bazı duyumlar alıyorum Dostum Trump, Elon Musk aracılığı ile evrensel değerlere sahip bakanımızı eğitim bakanı olarak atamak istiyormuş ama bazı ceberrut bürokratik engeller varmış. Çözebilirlerse doktor, mühendis gibi yetişmiş insan göçüne bir de siyasetçi göçü eklenecek. Bakanımızın en büyük rakibi de Amerikan Profesyonel Güreş şirketinin CEO’su kadınmış. Hatta o kadar kızmış ki kadın Trump’a bizim bakanımız için gelsin güreş tutalım burası Amerika ovası her yiğidin harcı değil demiş. Mike Tyson-Jake Paul maçı misali yayıncı kuruluşlar bu maçı yayınlamak için sıraya girmişler. Valla ben bu kadar büyük ve evrensel vizyona sahip bir bakanı kaybedilmesine çok üzülürüm ama Türkiye’nin sayın bakana dar geldiği de ortada. Hem Mike Tyson’ın da intikamını alır fena mı? Yeter ya bu kırsallarla uğraştığın evrensel bakanım, git ve Turkish Power’ın evrenselliğini tüm dünyaya göster.