Torino Atı filminden… Bela Tarr
Yarattığını sanan, gerçekte ise sadece kullanıma elverişli zavallılar!
Nietzsche günümüzde yaşasaydı, onu nasıl biri olarak tanırdık? Zizek gibi hafiften medya maymunu biri mi olurdu? Yoksa milyonlarca takipçisi olan bir sosyal medya fenomeni mi? Ya da konferanslardan başını kaldıramayan biri mi? Veya son kitabının çıkmasına 5 ay kala ön siparişleri online sitelerde satışa başlayan ve milyonlar satan biri mi?
Şöyle denir miydi acaba: “Ya o da iyice sönmeye başladı.” Hatta bunun satışlara yansıması üzerine bir gün çıkıp “Ben biseksüelim” der miydi? Ya da ne bileyim, alkollü araç kullanıp bir ailenin tamamen yok olmasına neden olup hapse girse ve sonrasında 6. gün teslim olsa; ardından “Ne var, Tanrı da dünyayı 6 günde yarattı, Nietzsche 6. gün teslim olunca mı sorun oluyor?” mu derdi? Ve onun fanları “Vauuv, ne laf etmiş! Düşünce dünyasının hırçın çocuğu yine yaptı yapacağını!” mı derlerdi?
Yoksa sistemi protesto eden yapısıyla, “Her akşam bohem takılayım.” diye alkolik mi olurdu? Arada sigaralar, kokolar, çılgın eğlenceler… Medya ve şöhretin gücüyle yarattığını sandığı hayran kitlesine bakarak şöyle mi derdi: “Evet, Tanrı öldü ve Nietzsche olarak doğdu. Artık bana tapacaksınız.”
Bir gün hapse girerken “Nietzsche’nin sonundaki -che, bana ait orijinal Che falandır!” mı derdi?
Ve hapishanede, bir gün kullandığı maddelerin ve etrafında yarattığını sandığı hayranların etkisi kaybolunca durup şöyle mi derdi:
“Galiba ben yaratmadım hayranları… İşin kötüsü, beni belki bir Tanrı’nın formülüyle annem babam yarattı. Ancak ben öz varlığıma ihanet edip hayranlarım ve medya aracılığıyla ruhumu öldürdüm. Sahte bir ruh ve canavara dönüştüm, daha doğrusu yok edildim.”
Der ve belki de gerçek Nietzsche gibi – yani medya ve yaratılan değil, yaratan hayranlar ve övgüler arasından sıyrılan gerçek Nietzsche gibi – Torino’da kırbaçlanan bir ata sarılıp 11 yıl boyunca bir daha hiç konuşmadan sessizce kalırdı.
Ve sonrasında bu sistemin tuvalet kâğıdı olarak kullandığı bir zavallının, özüne ihanet eden bir zavallının tükenişinin filmini yapardı biri. Ve derdi ki:
“Modern zaman Nietzsche’si böyle olur: Üretemez; sipariş üzerine çalışır. Ürettiğini sanar, aslında o üretilir; sadece kullanılır.”