Günümüzde filozoflar yok mu? Elbette var. Üstelik popüler olanlar bile. Örneğin Christopher Nolan.
Geniş kitlelerce bilinen “Batman” serisini ele aldı. Ancak o kalıbı kullanıp geniş kitlelere ulaşırken içine kendi derin düşüncelerini, felsefesini yükledi. Hollywood’un aksiyon ve efekt imkânlarını kullanarak hem popüler hem düşündürücü bir eser ortaya koydu.
Serinin en sağlam filmi “Batman Kara Şövalye” derin bir felsefi soru sorar. Hem de bunu Türkiye’de sinemada 446 bin kişiye ulaşarak yapar.
Soru şudur:
Batman’e adalet sağlama hakkını kim verdi?
Ve madem böyle bir hak var, herkes kendi çapında adaleti sağlama yetkisine neden sahip olmasın?
İşte büyük film budur: Ekranda bittikten sonra zihninizde başlayan film.
Nolan, diğer filozoflar gibi kitap yazmamış, konferans vermemiştir; bir kürsüsü yoktur. Ancak onların çağında sinema da yoktu. Belki olsaydı, fikirlerini onlar da sinema yoluyla aktarmak isterdi.
Kesin olan şu: Nolan bir filozoftur.